Ağustos 15, 2012

en eski anım.. mim..


Deeptone mimlemiş beni.Sayesinde ilk mimi yazıyorum :))




En eski hangisi çıkartamıyorum. Çocukluğunun en güzel çağında, 11 yaşında deprem görmüş biriolarak hayatım depremden önce ve depremden sonra diye ikiye ayrılıyor benim. Depremden önce yaşadığım her şey eski hayatıma ait olduğu için hep en eski. Çocukluk anılarımın hepsi deprem öncesi dönemden. Ama bir sıralama yapamıyorumiçlerinde o yüzden hatırladıklarımı yazıyorum..
Teyzemlerle altlı üstlü otururduk apartmanda. Biz iki kardeştik. Şimdi çok iyi anlaştığım ablam ozamanlar azılı düşmanımdı. Teyze çocukları 5 taneydi (depremden sonra 4kaldılar..). Çocukluğumun büyük kısmını teyzemin oğlu mayro kaplar. Diğer kısımlarını da halamın kızı beti. Kuzen yönünden çok kısmetliydim çok şükür. İkisi de hala vazgeçilmezlerim. 

Mayro ile simit ve kaymak sattığımız zamanlar oldu mahallede. Beti ile halamın diktiği tokaları sattık sahilde. İşin patronu mayroydu ben de yanında çalışan. Her günün sonunda günlüğümü verirdi. Eğer acıkırda satacağımız simitlerden yersem günlüğümden düşerdi bir simit parasını. 

Mayro 1 yaş büyüktü benden. O okula başlayınca evde canı sıkılan ben sorun çıkarmışım. Okumayazmayı da kendi çapımda biraz becerdiğim için mayronun peşinden yaşım tutmamasına rağmen beni de göndermişler okula. O zamandan liseye kadar aynı sınıf, aynı dershane, aynı kurslarda olduk hep. Türlü saçmalıklar yaptık çocukken. Arıyı bal dolu bi kaseye atıp bal yapmasını bekledik. Ballara yapışıp ölünce de çok üzüldük. 4. kat balkonun mermerlerinde çufçufçuluk oynadık. Yarılan dizlerimi annemler görmesin diye kendi çapımızda tedavi ettik. Marimar izledik, Kara Melek’e aşık olduk. Hep dost olduk birbirimize.. 

Beti ise 3 yaş büyüktü benden. Yaş farkına rağmen herkes ruh ikizi diye adlandırırdı bizi. Biz kendimizi birbirimize hiç benzetemesek de ne kadar çok benziyorsunuz biri sarışın biri esmer söylemlerine şahit olduk hep. Ayrı şehirlerde otursak da hiç kopmadı aramızda yakınlık. Beraber olduğumuzda ne suç işlersek işleyelim hiç satmadık birbirimizi hep tek bir sloganımız vardı: ‘Suç ikimizin..’. Büyüklere özenip sabaha kadar oturma çabaları içerisindeydik. Yatağın altına zulaladığımız bisküvileri, çikolataları yatağın içinde yedikten sonra nöbetleşe uyurduk. Sabah ezanı zaferdi bizim için. Ertesi gün herkese hava atabilecektik biz sabaha kadar oturduk diye. Ablamın makyaj malzemelerini karıştırır, sonra hiç ellenmemiş gibi yerlerine koyardık. Hep dost olduk birbirimize.. 

En eski anım bu iki kişi benim için. Daha buraya yazmakla bitiremeyeceğim birbirinden güzel bir sürü anım var. Hepsi en eski hepsi en güzel..

Ben de dekorapsuwasyon, irituruncubalık ve umutsepetini mimliyorummmm :))

1 yorum:

  1. bu harika bir yazı olmuş! çok çok severek okudum yazını küçükken kuzenşimle benimde çekirdek sattığımız olurdu evdekilere :) aklma onlar geldi. bugun yolcuyum muhtemelen yazamam ama döndüğümde cevaplayacağım mimi çok teşekkürler ! :)

    YanıtlaSil