Ayyy sonunda “Aklından Bir Sayı Tut” bitti. Ama ben de
bittim. Kitap beni hiç sarmadı, zorla okudum resmen. Çok fazla CSI dizileri izlediğimden
midir bilmem ama kitaptaki olaylar bana hiçte woaww dedirtecek cinsten değildi.
Bir de kitabı krmmle aynı anda okuyorduk. Kim boş bulursa o kaptı kitabı ama
ben önce bitirdim :).
Kitapları orijinal dillerinden okuyabilmeyi çok isterdim.
Yazar muhteşem yazsa bile çevirmen rezil edebiliyor kitabı. Bu kitapta da sanırım
böyle bir durum vardı. Sıkıcı ve karışıktı bir dili. Hangi cümleyi kimin
söylediği karışıyordu. Birkaç diyalogda başa dönüp tekrar okumak zorunda
hissettim kendimi. Yazarın ikinci kitabı
da yayınlanmış. Alır mıyım? Almam. Yani en azından aynı çevirmen çevirdiyse
almam. Başka biri ise biraz düşünmem lazım belki ilerleyen zamanlarda alırım
:).
Küçükken Agatha Christie okurdum çok fazla ve hep üzülürdüm
ben neden tahmin edemiyorum katilin kim olduğunu diye. Yaşım ilerledikçe fark
ettim ki kahramanın bizden sakladığı deliller ve ilişkilendirmeler oluyormuş.
Adam onların hepsini kitabın en sonunda söylüyordu. Bu yüzden artık cinayet ve
dedektiflik kitapları okumaktansa filmlerini veya dizilerini izlemeyi daha çok
seviyorum. En azından orada bütün deliller ortada. Bütün karakterler sesli
düşünüyor. Sen de olayın içine dâhil olabiliyorsun. Hem bu olaylarda görsellik
de önemli, kanıtların duruş şekli falan.
Kısacası bu kitap beni sarmadı. Ben en iyisi devam edeyim
CSI, NCIS, Bones falan izlemeye..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder