Temmuz 11, 2012

itiraf..


Niye manyak gibi blog yazıyoruz ya da takip ediyoruz? Neden bu kadar çok merak ediyoruz başkalarının hayatlarını, gezdiklerini, giydiklerini, düşündüklerini?  Kendi hayatımızı beğenmiyor muyuz acaba, özendiğimiz hayatlarımı takip ediyoruz internetten kimseye fark ettirmeden.  Gerçekte “aman banane canım onun ne aldığından nasıl yaşadığından ben kendi hayatıma bakarım derken” neden içimiz gide gide bakıyoruz ekrana. Kıskançlık mı bu? Belki.. Ama bence bu doyumsuzluk ve şükürsüzlük. İmrendiğimiz hayatların yazılı olduğu sitelere bakabiliyorsak demek ki elimizin altında en azından bir bilgisayar ve internet var demektir. Sadece buna bile şükretsek imrenmemizin bir kısmı gider diye düşünüyorum. Eminim bizim hayatlarımıza da imrenerek bakan onlarca insan vardır etrafımızda. Belki maddi olarak değildir onlardan üstünlüğümüz ama mutluluğumuza imrenebilirler, iyi aile ilişkilerimize, rahatlığımıza falan. Ama mutlaka birileri bize de imreniyordur.  Bunlara şükretmek yerine hep daha fazlasını istiyoruz.  Nereye götürecek bizi bu doyumsuzluk hissi çok merak ediyorum. Rahat batıyor bize özellikle kadınlara. İki iş yapınca ayılıp bayılıyorum. Eskiden kadınlar hem 9 çocuk doğurur hem çamaşır bulaşık yıkar hem ekmek yemek yapar hem hayvan bakar hem de bahçeyle uğraşırmış. Onlar kadınsa biz neyiz, biz kadınsak onlar ne idi diye soruyorum kendime. Değişen ne diye düşünüyorum ve aklıma gelen tek şey teknolojinin getirdiği rahatlık oluyor. Biz rahatladıkça elimizdekinin kıymetini unuttuk hep daha rahata kaydı gözümüz. Bir çantamız varken gezerken takabileceğimiz, biz en iyi ihtimalle ikincinin üçüncünün peşine düştük. O bir çantayı kullanabileceğimiz gezmenin kıymetini hiç anlamadık, düşünmedik bile üzerinde sanki hep ona sahiptik elimiz kolumuz gibi. Onu kaybetmeden de değerini anlamayacaktık. Anlamadık da. Hala da anlamıyoruz. En azından ben çoğu zaman anlamıyorum.

Sürekli bir şeyleri isterken buluyorum kendimi. Elimdekilerin kıymetini bilmeden durumumdan şikâyet ediyorum.  Ne işe yarıyor HİÇ. Beni ve çevremdekileri mutsuz etmekten başka hiçbir işe yaramıyor. Ben istiyorum diye birden önümde bitivermiyor her şey. Zaman ve çaba gerektiriyorlar. Elde etmek için çabalamak yerine yerimde durup söyleniyorum. Ne ileri ne geri sürekli aynı yerde. Şimdiden on yıl sonrasını istiyorum. İlk defa yemek yapayım harika olsun, ev işi yapayım hemen muhteşem bir ev hanımı olayım, bir iş kurayım ertesi gün süper para kazandırsın, bir yerde işe gireyim hemen müdür olayım, araba kullanayım hemen Schumacher olayım. Hiç zorluk olmasın yani hayatımda. Böyle bir hayat vermez Rabbim biliyorum verirse de o hayatın hesabını vermek çok zor olur.  Bilmeme rağmen neden hala bu düşüncelerle takılıyorum işte onu bilmiyorum.  Bununda bir anda gitmesini istiyorum kafamdan dimi, ben hiç çaba göstermeden bütün kötü düşünceler gitsin kafamdan istiyorum. Komik.

Çaba göstermeden bir şey elde edilmez, bir hastalıktan kurtulunmaz.  Önce istememiz lazım gerçekten istemek sonra çaba göstermek ve halimize şükretmek.  Ben istiyorum bu hastalıklı düşüncelerden, sızlanmalardan, uyuşukluklardan kurtulmayı, sahip olduklarım için şükretmeyi. Bir yerden başlamak gerek.. Allah’ım bana bu farkındalığı ve çabalama isteğini verdiğin için sana şükürler olsun.

1 yorum:

  1. Yazdıklarını o kadar iyi anlıyorumki:)
    Umarım hepimiz,elimizdekileri kaybetmeden onların kıyetini bilmeyi öğrenebilelim.Umarım hepimiz,küçük şeyleri kafaya takmamayı ve ŞU AN'ın içinde yaşamayı öğrenebilelim.Kafamızdaki sesi susturabilmeyi başarıp,içimizdeki huzura kavuşabilelim.Hayat çok,kısa ve çok güzel,bunu farkedelim ama gerçekten farkedilm ve doya doya yaşıyalım.Daha kolay yaşabilmek,daha az ittirmek,daha çok mutlu olabilmek tüm dileğim.Hepimiz adına..

    YanıtlaSil