Deniz kenarında bir evde olsam şimdi. Hani şu afili Amerikan
filmlerinde zengin adamların sahip olduğu kumsalın dibinde kocaman camları olan
içi harika döşenmiş evler var ya işte o evlerden. Gerçi okadar büyük olmasına
da gerek yok Norveç civarında deniz fenerlerinin yakınlarında ki evlerden de
olabilir. Verandalı olsun, verandasında
da salıncak olsun. Sabah güneşli bir
güne uyanayım deniz kokusu sarsın her yanımı, hafif bir rüzgar. Krmmle kahvaltı yapalım verandada ki deniz
manzaralı masamızda sonra işe göndereyim onu. Ev tertemiz olsun yapacak hiç iş
olmasın, hiç ütü olmasın, dolapta yemekler hazır olsun. Yürüyüşe çıkayım
sahilde. Kumun sıcaklığını hissedeyim önce, ayaklarımın altından kayışını, sonra
suya değsin ayaklarım serinlik versin tüm vücuduma, güneşe doğru yürüyeyim
sanki ulaşacakmışçasına. Yorulunca eve döneyim. Salıncağa atayım hemen kendimi,
denizi seyredeyim, dalgaların sesinde dans edeyim, kokusunda hayallere dalayım.
Koca bir dilim çikolatalı pasta yiyeyim denize karşı. Sonra kahve yapayım
kendime kahve kokusu karışsın deniz kokusuna yanında da mis gibi kurabiye. Kitabımı
alayım elime “Küçük MucizelerDükkanı”. Tam da burada okunacak bir kitap. Güneşle
beraber kitap da ısıtsın içimi. Uykum gelsin hafiften üzerime bir şeyler örtüp
uykuya dalayım salıncakta. Krmm gelsin sonra öperek uyandırsın beni. Yemek yiyelim
beraber kumsalda ufak bir ateş yakarak. Sonra
uzanıp kumların üzerine yıldızları izleyelim beraber.
İçimi kocaman bir huzur
kaplasın..
Yazını okurken,benim bile içimi huzur kapladı valla:)
YanıtlaSil